Kediye Çıngırak Takmak

Kütüphanemi düzeltirken eskilerden okuduğum bir kitabı farkettim.Kitabın adı "Stratejik Düşünme" yazarları oyun teorisine katkıda bulunmuş iki yazar Barry J. NALEBUFF ve Avinash DIXIT okumanızı fırsatınız varsa tavsiye ederim.İnsana farklı perspektiflerden olaylara bakmayı iyi şekilde öğretiyor.

Konumuza geri dönersek kitaptan alıntıladığım bölüm şu:"Kediye çıngırak takma konusundaki çocuk masalında fareler,kedinin boynuna bir çıngırak geçirirlerse yaşamlarının çok daha güvende olacağına karar verirler.Ancak bir sorun vardır: Çıngırağı takmak için kim kendi yaşamını tehlikeye atacaktır?

Bu,hem insanlar hem de fareler için geçerli bir problemdir.İşgal kuvvetlerinin ya da tiranların görece küçük orduları,çok büyük bir topluluğu uzun süre nasıl kontrol edebiliyor?Bir uçak dolusu insan,uçağı kaçıran silahlı tek insan karşısında niçin bu kadar güçsüzdür? Her iki örnekte,kitlelerin eş zamanlı hareketinin bir hayli başarı şansı vardır.Ancak, böyle bir hareket için gereken iletişim ve koordinasyonu sağlamak zordur, ve kitlelerin gücünün farkında olan bu otoriteler de, bunu önlemek için özel girişimlerde bulunurlar. İnsanlar bireysel olarak harekete geçmek zorunda olduklarında ve momentin birikmesini ümit ettiklerinde şu soru ortaya çıkar : "KİM BAŞLAYACAK? " "

Böyle bir lider,çok büyük bir bedel ödeyebilir.Hatta ölebilir! Ödülü ise,belki ölümünden belki de başarısından sonra duyulacak şeref ve minnettarlıktır.Görev ve onur gerekçeleriyle hareket eden insanlar bulunmakla beraber,çoğunluk,bedelin getiriden fazla olduğunu düşünür.

Bu anlatıma bir örnek vereyim: Kruşçef,Komunist Parti 20.Kongresinde,ilk defa, Stalin'in temizleme hareketini kınamıştır.Onun ateşli nutkundan sonra,dinleyiciler arasından bir kişi Kruşçef'e,o sıralarda kendisinin ne yaptığını sordu.Kruşçef bu kişiye,ayağa kalkıp kendisini tanıtmasını söyleyerek karşılık verdi.Dinleyicilerden çıt çıkmadı.O zaman Kruşçef soruyu şöyle yanıtladı: "Ben de böyle yaptım işte."

Görüldüğü gibi bu olayların temel yönü "Cezanın ödüle sık sık üstün gelmesi"nden kaynaklanıyor.Kitlelerin  örgütlenememesi  ve bunun farkında olan otoritenin yönetimi şekillendirmesini sağlıyor bu da genellikle düşünce özgürlüğünün sınırlandığı baskının arttığı bir ortam oluşturuyor.Bu gibi durumlarda genellikle liderler ortaya çıkıyor ve başarıya ulaşıp adları sonsuza dek anılıyor ya da halk büyük bir minnet duyuyor.

Bunun iyi bir örneği olarak işgal altındaki Osmanlı'yı düşman işgalinden kurtarmada başarıya ulaşmış olan Mustafa Kemal ATATÜRK'tür demek yanlış olmaz.(İtilaf devletlerinin İstanbul'u işgali ve ülkeye uyguladığı yönetim unutulmamalıdır.)


Saygılarımla...

0 yorum:

Yorum Gönder