VAKIFBANK 2008 SINAV KİTAPÇIKLARI

TOPLAMDA 6 KİTAPÇIK YER ALIYOR :
01. VAKIFBANK 2008 - 101A (Genel Kültür, Genel Yetenek, Yabancı Dil)
02. VAKIFBANK 2008 - 201A (Hukuk 1, Ekonomi, Muhasebe, Maliye)
03. VAKIFBANK 2008 - 202A (Hukuk 1 ve 2, Ekonomi, Maliye)
04. VAKIFBANK 2008 - 203A (Endüstri ve İşletme Mühendisliği 1 ve 2)
05. VAKIFBANK 2008 - 204A (İstatistik, Matematik)
06. CEVAP ANAHTARLARI 

AŞAĞIDAKİ DOSYALARI "BİLGİSAYARINA KAYDET" KISIMLARINDAN KAYDEDEBİLİRSİNİZ

01. VAKIFBANK 2008 - 101A (Genel Kültür, Genel Yetenek, Yabancı Dil)




02. VAKIFBANK 2008 - 201A (Hukuk 1, Ekonomi, Muhasebe, Maliye)




03. VAKIFBANK 2008 - 202A (Hukuk 1 ve 2, Ekonomi, Maliye)




04. VAKIFBANK 2008 - 203A (Endüstri ve İşletme Mühendisliği 1 ve 2)




05. VAKIFBANK 2008 - 204A (İstatistik, Matematik)




06. CEVAP ANAHTARLARI

Optimal Para Alanı ve Euro

Yazıya öncelikle "optimal para alanı" ile başlayayım. Bu görüşü ortaya atan ilk kişi Robert MUNDELL'dir(1961).Kendisi 1999 yılında Nobel İktisat Ödülü'nü de almış bulunuyor.Yani Nobel'li bir iktisatçı.Fakat şunu da unutmamak gerek ondan sonra bir çok iktisatçının katkısı var benzer dönemlerde.


Optimal para alanı nedir?diye bir soru soralım.Basit bir örnekle cevap verelim: Türkiye’nin sınırları içerisinde Türk Lirası kullanılmaktadır. Bu anlamda Türkiye bir para alanıdır.Avrupa Para Birliği de bir para alanıdır. Dünyada farklı para alanları mevcuttur.


Her para alanı optimal para alanı mıdır peki? Cevap "hayır". Optimal bir para alanı için belirli şartlar gerekmektedir.Bunları sıralarsak yüksek işgücü hareketliliğinin, enflasyon oranlarında benzerliğin, yüksek oranda mal çeşitlemesinin, ücret ve fiyat esnekliğinin, yüksek oranda mali, parasal ve ticari entegrasyonun olduğu ve yüksek bir ödemeler dengesi uyumu ve hatta yurtiçi makroekonomik politikaların başarısı için bölge içinde sabit döviz kurunun, bölge dışında ise esnek döviz kurunun olması gerektiği bir alandır.


Avrupa Para Birliği ya da ingilizce adı ile "European Monetary Union (EMU)" optimal bir para alanı oluşturmak için neler yaptı bir göz atalım.Ekonomi gören öğrenciler "Para Politikası" dersinden iyi bileceklerdir.Nedir bu bilinen şey peki? Tabi ki "MAASTRICHT KRİTERLERİ"


Konuyu dağıtmamak için Maastricht kriterlerinin parasal birlik ve AB'nin oluşumunda önemli ekonomik politikalar içerdiğini söyleyeceğim.Örnek olarakta o kriterlerden bazılarını söyleyeceğim:
      
-Bütçe açıkları GSMH'nın %3 'ünden fazla olmamalı
-Kamu borç stoku GSMH'ya oranlandığında bu oranın %60'ı geçmemesi vs vs enflasyon ve faizle de ilgili şeyler var ama onda ortalamaların belirli farkları aşmaması falan var kafanızı karıştırmayacağım.


Görüldüğü gibi optimal para alanı yaratmak için atılan adımlardan en önemlisi budur.Sonuçta karşımıza bir para birimi geçmiştir.Bu paranın adı da "EURO" dur. 1 Ocak 1999'da 11 ülke arasında ulusal parası yanında kullanıma başlandığı ve 2002 yılında tamamen geçişin olduğu parayı bugünlerde yanlış hatırlamıyorsam 16 ülke kullanıyor.


İşte kısaca anlatabileceklerim bunlar son olarak şunu belirterek yazımı bitireceğim.Dolar uluslararası piyasalarda hala en çok tercih edilen ve rezerv olarak tutulan para.Euro ise ikinci sırada.Eurozone'nun ticaret hacmi toplamı ABD'den fazla fakat ilk sırada olamamasının bazı nedenleri var ben en önemli iki nedeni yazıyorum.


Birinci neden fiyatlamaların hala dünya üzerinde dolar ile yapılmasıdır.İkinci neden ise EURO'nun arkasında tek bir devlet dahi yoktur.Yani EURO 16 ülkenin kullandığı hepsinin farklı maliye politikasının olduğu bir paradır fakat hazine tahvili dediğimizde ABD Treasury Bond ile yarışabilecek tek bir devlet bonosuna sahip değildir.Bu durumu FED başkanı BEN BERNANKE şöyle özetledi: "Avrupa hükümet bono piyasası...ABD Treasury piyasasının likidite düzeyine ulaşamamıştır ve hiçbir zaman da ulaşamayacaktır.Aradaki temel fark şudur: Eurozone borcu 16 bağımsız devletin borcu iken, ABD'ninki tek bir devletin borcudur" (2008)


Devletsiz para olması yüzünden de ABD,G-7 ve IMF başta olmak üzere bütün uluslararası forumlarda parasal konular tartışılırken sesini güçlü bir biçimde duyuran bu kurumlar arasında AB ekonomik gücüne rağmen cılız kalmıştır.Bu durumu Avrupa Komisyonu'ndan bir üye şöyle özetlemiştir: " Biz ekonomik bir dev, politik bir cüceyiz"


Yazı biraz uzun oldu farkındayım.Saygılarımla...

Dünyanın En Büyük Ekonomileri ve Türkiye

Dünya ekonomilerini sıralarsak ilk 20 ülkenin GSYİH'ları toplandığında 56,1 trilyon dolar gibi devasa bir rakama ulaşılıyor.Dünyada küresel sistemde 184 ülkenin toplam GSYİH'sı ise 69,7 trilyon dolar.Görüldüğü gibi ilk 20 büyük ekonomi zaten dünyadaki toplam GSYİH'nın ya da bir başka anlatımla ekonomik zenginliğin yüzde 80'ne yakın bir oranına sahip olmuş durumda.Bu ülke ekonomilerini sıralarsak 2011 yılı T.C. Kalkınma Bakanlığı'nın açıkladığı verilere göre ülkelerin GSYİH'ları şöyle:

  ÜLKE                             GSYİH(2011-Milyar $)           DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ PAYI

1-ABD                                      15.064,80                                                %21,52
2-ÇİN                                       6.988,47                                                  %9,98
3-JAPONYA                            5.855,38                                                  %8,38
4-ALMANYA                           3.628,62                                                  %5,18
5-FRANSA                               2.808,27                                                  %4,01
6-BREZİLYA                            2.517,93                                                  %3,60
7-İNGİLTERE                           2.480,98                                                  %3,54
8-İTALYA                                 2.245,71                                                  %3,21
9-RUSYA                                  1.884,90                                                  %2,69
10-HİNDİSTAN                        1.843,38                                                  %2,63
11-KANADA                            1.758,68                                                  %2,51
12-İSPANYA                            1.536,48                                                  %2,19
13-AVUSTRALYA                   1.507,49                                                  %2,15
14-MEKSİKA                           1.185,22                                                  %1,69
15-G.KORE                               1.163,85                                                  %1,66
16-HOLLANDA                        858,28                                                     %1,23
17-ENDONEZYA                      834,34                                                     %1,19
18-TÜRKİYE                            763,10                                                     %1,09
19-İSVİÇRE                              665,90                                                      %0,95
20-İSVEÇ                                  571,57                                                     %0,82

Görüldüğü gibi Türkiye "cari fiyatlarla" dünyanın en büyük 18.ekonomisi olabiliyor.G-7 ülkelerinin(ABD-Fransa-Almanya-Kanada-Japonya-İngiltere-İtalya) toplam GSYİH'sı 33.8 trilyon $ ve dünya ekonomisinin %48,35'ini oluşturuyor.


BRIC ülkeleri dediğimiz Brezilya(Brazil),Rusya(Russia),Hindistan(India) ve Çin(China)'in GSYİH'sı toplamı 13,2 trilyon $ ve dünya ekonomisinin %18,9'unu oluşturuyor.


Türkiye hala yükselen piyasa ekonomileri arasında yer alıyor ve orta vadeli programa göre yıllık %5 büyüme hedefi ile ancak 5 veya 6 yıl sonra 1 trilyon dolar GSYİH'ya ulaşacak.


Son bir bilgi vermek gerekirse Türkiye 1980-2010 arasında 1980'de 20. 1985'de 18. 1990'da 17. 1995'de 18. 2000 ve 2005'te 17. ve 2010 ve sonrasında ise 18.sıradaki yerini koruyor.

Saygılarımla...

Kediye Çıngırak Takmak

Kütüphanemi düzeltirken eskilerden okuduğum bir kitabı farkettim.Kitabın adı "Stratejik Düşünme" yazarları oyun teorisine katkıda bulunmuş iki yazar Barry J. NALEBUFF ve Avinash DIXIT okumanızı fırsatınız varsa tavsiye ederim.İnsana farklı perspektiflerden olaylara bakmayı iyi şekilde öğretiyor.

Konumuza geri dönersek kitaptan alıntıladığım bölüm şu:"Kediye çıngırak takma konusundaki çocuk masalında fareler,kedinin boynuna bir çıngırak geçirirlerse yaşamlarının çok daha güvende olacağına karar verirler.Ancak bir sorun vardır: Çıngırağı takmak için kim kendi yaşamını tehlikeye atacaktır?

Bu,hem insanlar hem de fareler için geçerli bir problemdir.İşgal kuvvetlerinin ya da tiranların görece küçük orduları,çok büyük bir topluluğu uzun süre nasıl kontrol edebiliyor?Bir uçak dolusu insan,uçağı kaçıran silahlı tek insan karşısında niçin bu kadar güçsüzdür? Her iki örnekte,kitlelerin eş zamanlı hareketinin bir hayli başarı şansı vardır.Ancak, böyle bir hareket için gereken iletişim ve koordinasyonu sağlamak zordur, ve kitlelerin gücünün farkında olan bu otoriteler de, bunu önlemek için özel girişimlerde bulunurlar. İnsanlar bireysel olarak harekete geçmek zorunda olduklarında ve momentin birikmesini ümit ettiklerinde şu soru ortaya çıkar : "KİM BAŞLAYACAK? " "

Böyle bir lider,çok büyük bir bedel ödeyebilir.Hatta ölebilir! Ödülü ise,belki ölümünden belki de başarısından sonra duyulacak şeref ve minnettarlıktır.Görev ve onur gerekçeleriyle hareket eden insanlar bulunmakla beraber,çoğunluk,bedelin getiriden fazla olduğunu düşünür.

Bu anlatıma bir örnek vereyim: Kruşçef,Komunist Parti 20.Kongresinde,ilk defa, Stalin'in temizleme hareketini kınamıştır.Onun ateşli nutkundan sonra,dinleyiciler arasından bir kişi Kruşçef'e,o sıralarda kendisinin ne yaptığını sordu.Kruşçef bu kişiye,ayağa kalkıp kendisini tanıtmasını söyleyerek karşılık verdi.Dinleyicilerden çıt çıkmadı.O zaman Kruşçef soruyu şöyle yanıtladı: "Ben de böyle yaptım işte."

Görüldüğü gibi bu olayların temel yönü "Cezanın ödüle sık sık üstün gelmesi"nden kaynaklanıyor.Kitlelerin  örgütlenememesi  ve bunun farkında olan otoritenin yönetimi şekillendirmesini sağlıyor bu da genellikle düşünce özgürlüğünün sınırlandığı baskının arttığı bir ortam oluşturuyor.Bu gibi durumlarda genellikle liderler ortaya çıkıyor ve başarıya ulaşıp adları sonsuza dek anılıyor ya da halk büyük bir minnet duyuyor.

Bunun iyi bir örneği olarak işgal altındaki Osmanlı'yı düşman işgalinden kurtarmada başarıya ulaşmış olan Mustafa Kemal ATATÜRK'tür demek yanlış olmaz.(İtilaf devletlerinin İstanbul'u işgali ve ülkeye uyguladığı yönetim unutulmamalıdır.)


Saygılarımla...

Kişi başına düşen gelir nedir?

Kişi başına düşen gelir rakamlarını sık sık televizyonda,haber kanallarında,gazetelerin ekonomi bölümlerinde hatta bazen manşetlerde dahi görürüz.

Kişilerin işsizlik,enflasyon gibi terimlerden sonra karşısına çıkan en önemli göstergelerden biridir.Peki ama bu kişi başına gelir nasıl hesaplanır?Daha spesifik olursak kişi başına düşen GSYH'nın hesaplanış şekli nasıldır?

Türkiye ve diğer dünya ülkelerinde yaygın olan hesaplama şekli şöyledir: Kişi başına düşen gelir=Cari Yıl GSYH/Cari Yıl Nüfusu.

Türkiye'de 2011 yılı GSYH'sı,Kalkınma Bakanlığı (eski adı DPT)'nın açıklamış olduğu raporda tahmini 763,10 milyar $ olarak hesaplandı.(kaynak: http://www.dpt.gov.tr/PortalDesign/PortalControls/WebIcerikGosterim.aspx?Enc=83D5A6FF03C7B4FCF1DD1250003E4CDE938CA63D1494853DB07220A247F4F3B5)

Nüfusa baktığımızda nüfusta 2011 yılı itibariyle 74.724.269 kişi olarak tüik'in yıllık istatistiklerinde hazırlanmış.

Formülde yerine koyarsak rakamları Kişi başına düşen gelir= 763,100,000,000/74,724,269 =10,210 $ eder.Yani 2011 yılında kişi başına düşen GSYH 10 bin dolar denir.

Şimdi gelelim işin komik yanına.Örnek basit bir yemekhane düşünün bu yemekhanede en ucuz yemek 2 tl içerde cebinde 1 TL'si olan 99 kişi var toplamda 99 TL bunu nüfusa bölünce 1 TL düşer ve böylece kişi başı gelir o yemekhanede 1 TL'dir denir.İçeriye cebinde 101 TL si olan biri girsin.Yeni toplam gelir 101+99 = 200 TL bunu 99+1=100 kişiye böldüğümüzde kişi başı gelir 2 TL olur.Cebinde 101 TL olan o kişi yemeğini yer ve hesabı ödeyip gider fakat geri kalanlar istatistiklerin aksine ceplerinde hala 1 TL olduğu için yemek yiyemezler.

Bu örneği şunun için verdim.Eğer bir ülkede gelir dağılımı bozuksa o ülkede hesaplanan kişi başı gelire gülen (geliri çok olduğu için ) ve kızan da çok olur.(gerçekte geliri daha az olduğu için ).Türkiye'de GİNİ KATSAYISI %40, Tüik'e göre nüfusun %20'si milli gelirin %47'sini alıyor.Yorum size kalmış.

Saygılarımla...

Dolarizasyon Nedir?


Merkez Bankası Başkanı Sayın Erdem Başçı’nın bir televizyon kanalında yaptığı açıklamalarda yapılacak olan Para Piyasası Kurulu’nda (PPK) bankaların %27 olan Türk Lirası yerine döviz tutturabildikleri munzam karşılıkların %50’ye çıkması yönünde görüşü dikkat çekiciydi. Üstelik bu oran 2004 sonrası %27’ye gerilemişken tekrar %50’ye çıkarılma isteği bende dikkat uyandırdı ve bu TL yükümlülüklerin döviz cinsinden saklanmasının ne demek olduğunu ve ülkede ne gibi durumlarda uygulandığını anlatmak istedim. Şimdi konumuza geldiğimizde Türkiye uzun yıllar yüksek enflasyonla mücadele etmiş ve enflasyonun 1971’de çift haneli rakamlara ulaşmasını engelleyememiştir.(İstatistikler için MB verilerine bakılabilir.)1971-2003 arası enflasyon ortalama yüzde %52 düzeyindeydi. Arada bazı aylar üç basamaklı rakamlara da ulaştı enflasyon. Böyle uzun süre oldukça yüksek düzeyde enflasyonla haşır neşir olan ülkelerde yabancı para birimleri kullanılmaya başlanıyor. Neden?

Fiyatlar hızla artarken tuttuğunuz yerli paranın alım gücü azalıyor. Bu durumda dolar ya da Euro tutmak, harcamak gerektiğinde de bunları yerli paraya çevirmek avantajlı oluyor. Öte yandan , çoğu durumda elinizdeki dövizi TL ye çevirmenize bile gerek yok. Karşınızdaki de nasıl olsa o paraları kabul ediyor. Sakız, gofret ya da su almak için geçerli olmasa bile televizyon, oturma odası, otomobil almak için “kaç dolar bu?” gibi sorular sorulabiliyor ve alışılagelmiş bir durum oluyor. Tahmin edeceğiniz gibi bu hale gelmiş bir ekonomide yerli para değer saklama aracı özelliğini de yitiriyor. Ekonominin geneli yerli para kullanmak yerine döviz kullanıyor yani parasal ikame gerçekleşiyor. Dolayısıyla bu ülkelerde sadece para ikamesinin yanında buna ek olarak varlıkların ve yükümlülüklerin bir kısmı döviz cinsinden oluyor. Bu olguya “ dolarizasyon “ deniyor. Varlık ve yükümlülük dolarizasyonu diye ayıranlar da var. Varlık dolarizasyonu , bir ülkedeki ekonomik birimlerin mali varlık portföylerinin ne kadarının yabancı para cinsinden ve yabancı paraya endeksli mali varlıktan olduğu ölçülüyor. Diğer dolarizasyon çeşiti olan varlık dolarizasyonu ise borç alanların ne kadarının döviz cinsinden ya da dövize endeksli olduğu ile ölçülüyor. İkisini birleştirip finansal dolarizasyon başlığı altında inceleyenler de var.(F.ÖZATAY)

Sonuç olarak şuna geliniyor. Merkez Bankası döviz cinsi munzam karşılıkları arttırarak gerçekte olmayan sadece bilanço kaleminde artışa yol açacak bir döviz rezervi arttırma planına gidiyor. Dolarizasyon da burda başlıyor çünkü piyasadaki enflasyon kredi kanalı ile artıyor. Üstelik enflasyonun birinci çeyrekte çift haneli olduğu bir dönemde ve T.C.M.B’nin açıklamalarıyla parasal sıkılaştırmaya gidildiği bir dönemde. Konumuza geri dönersek şunu unutmamalıyız. MB’nin arttırdığı dövizler aslına bakılırsa özel bankaların ve ülkemizde olası bir döviz kuru artışı ( şu anda 1 TL = 1.86 $ ) onların bilançolarını arttırırken bu MB’nin ise borç miktarını arttırıyor. Dolarizasyonun asıl sakıncası bu. Ayrıca bir ülkenin kendi parasının zorunluğu karşılığını arttırmayıp- bu parayı kendi basıyor – başkasının parasını saklamaya gitmesi ülkede ülkenin parasına olan güveni azaltıyor bu da kişilerin TL saklamak yerine döviz saklamaya gitmelerine neden oluyor.Kısaca şu oluşuyor: TL ye olan güven azaldığı için döviz de miktar olarak sınırlı kabul edersek piyasada TL daha da bollaşıyor.Enflasyonu etkileyebiliyor ve ayrıca kişilerin döviz ile alış-veriş yapmalarına sebep olabiliyor. Bu açıdan bakıldığında dolarizasyonun ne demek olduğunu anlattığımı umuyorum .Saygılarımla.

ZİRAAT BANKASI SINAV VE MÜLAKAT SORULARI (2011)



 2011 YILI
 ##  Banka tarafından SERVİS GÖREVLİSİ sınav soruları dağıtılmadığı için çıkan soru tarzlarına aşağıdaki forumdan ulaşabilirsiniz  ##
       - "ZİRAAT BANKASI SERVİS GÖREVLİSİ 2011 YILI SINAV SORULARI"nı forumdan okumak için tıklayınız...

       - "ZİRAAT BANKASI SERVİS GÖREVLİSİ 2011 YILI MÜLAKAT SORULARI ve ADAYLARIN MÜLAKAT SÜRECİ İLE İLGİLİ GELİŞMELER"i forumdan okumak için tıklayınız...

       - "ZİRAAT BANKASI MALİ TAHLİL UZMAN YARDIMCILIĞI 2011 MÜLAKAT SORULARI ve ADAYLARIN MÜLAKAT SÜRECİ İLE İLGİLİ GELİŞMELER"i forumdan okumak için tıklayınız...

       - "ZİRAAT BANKASI MALİ TAHLİL UZMAN YARDIMCILIĞI 2011 MÜLAKAT SORULARI ve ADAYLARIN MÜLAKAT SÜRECİ İLE İLGİLİ GELİŞMELER"i forumdan okumak için tıklayınız...

VAKIFBANK SINAV VE MÜLAKAT SORULARI (2010-2012)



 2012 YILI
##  Banka tarafından STAJYER MEMUR sınav kitapçıkları dağıtılmadığı için çıkan soru tarzlarına aşağıdaki forumdan ulaşabilirsiniz  ##
       - "VAKIFBANK STAJYER MEMUR 2012 YILI SINAV SORULARI"nı forumdan okumak için tıklayınız...

       - "VAKIFBANK STAJYER MEMUR 2012 YILI MÜLAKAT SORULARI ve ADAYLARIN MÜLAKAT SÜRECİ İLE İLGİLİ GELİŞMELER"i forumdan okumak için tıklayınız...

##  Banka tarafından UZMAN YARDIMCILIĞI sınav kitapçıkları dağıtılmadığı için çıkan soru tarzlarına aşağıdaki forumlardan ulaşabilirsiniz  ##
       - "VAKIFBANK UZMAN YARDIMCILIĞI 2012 YILI SINAV SORULARI"nı forumdan okumak için tıklayınız...

       - "VAKIFBANK UZMAN YARDIMCILIĞI 2012 YILI SINAV SORULARI"nı diğer forumdan okumak için tıklayınız...

       - "VAKIFBANK UZMAN YARDIMCILIĞI 2012 YILI MÜLAKAT SORULARI ve ADAYLARIN MÜLAKAT SÜRECİ İLE İLGİLİ GELİŞMELER"i forumdan okumak için tıklayınız...


 2010 ve 2011 YILI
##  Banka tarafından STAJYER MEMUR sınav kitapçıkları dağıtılmadığı için çıkan soru tarzlarına aşağıdaki forumdan ulaşabilirsiniz  ##
       - "VAKIFBANK STAJYER MEMUR 2010 YILI SINAV SORULARI"nı forumdan okumak için tıklayınız...

       - "VAKIFBANK STAJYER MEMUR 2011 YILI MÜLAKAT SORULARI ve ADAYLARIN MÜLAKAT SÜRECİ İLE İLGİLİ GELİŞMELER"i forumdan okumak için tıklayınız...

##  Banka tarafından UZMAN YARDIMCILIĞI sınav kitapçıkları dağıtılmadığı için çıkan soru tarzlarına aşağıdaki forumdan ulaşabilirsiniz  ##
       - "VAKIFBANK UZMAN YARDIMCILIĞI 2010 YILI SINAV SORULARI"nı forumdan okumak için tıklayınız...

       - "VAKIFBANK UZMAN YARDIMCILIĞI 2011 YILI MÜLAKAT SORULARI ve ADAYLARIN MÜLAKAT SÜRECİ İLE İLGİLİ GELİŞMELER"i forumdan okumak için tıklayınız...

HALK BANKASI SINAV VE MÜLAKAT SORULARI (2011-2012)



 2012 YILI
    - "HALK BANKASI SERVİS GÖREVLİSİ 2012 YILI MÜLAKAT SORULARI ve ADAYLARIN MÜLAKAT SÜRECİ İLE İLGİLİ GELİŞMELER"i forumdan okumak için tıklayınız...

##  Banka tarafından MÜFETTİŞ YARDIMCILIĞI sınav kitapçıkları dağıtılmadığı için çıkan soru tarzlarına aşağıdaki forumlardan ulaşabilirsiniz  ##
    - "HALK BANKASI 2012 YILI MÜFETTİŞ YARDIMCILIĞI SINAV SORULARI"nı forumdan okumak için tıklayınız...

    - "HALK BANKASI 2012 YILI MÜFETTİŞ YARDIMCILIĞI SINAV SORULARI"nı diğer forumdan okumak için tıklayınız...

     - "HALK BANKASI 2012 YILI MÜFETTİŞ YARDIMCILIĞI MÜLAKAT SORULARI ve ADAYLARIN MÜLAKAT SÜRECİ İLE İLGİLİ GELİŞMELER"i forumdan okumak için tıklayınız...

     - "HALK BANKASI 2012 YILI UZMAN YARDIMCILIĞI MÜLAKAT SORULARI ve ADAYLARIN MÜLAKAT SÜRECİ İLE İLGİLİ GELİŞMELER"i forumdan okumak için tıklayınız...

     - "HALK BANKASI 2012 YILI UZMAN YARDIMCILIĞI MÜLAKAT SORULARI ve ADAYLARIN MÜLAKAT SÜRECİ İLE İLGİLİ GELİŞMELER"i diğer forumdan okumak için tıklayınız...


 2011 YILI
##  Banka tarafından MÜFETTİŞ YARDIMCILIĞI sınav kitapçıkları dağıtılmadığı için çıkan soru tarzlarına aşağıdaki forumlardan ulaşabilirsiniz  ##
      - "HALK BANKASI 2011 YILI MÜFETTİŞ YARDIMCILIĞI SINAV SORULARI"nı forumdan okumak için tıklayınız...

      - "HALK BANKASI 2011 YILI MÜFETTİŞ YARDIMCILIĞI MÜLAKAT SORULARI ve ADAYLARIN MÜLAKAT SÜRECİ İLE İLGİLİ GELİŞMELER"i forumdan okumak için tıklayınız...